2 Ekim 2016 Pazar



Pişt, pişt...Yiyorsa! Çocukluğumuza gidek mi datlı gısss?


     Mahalleden  “yendik, şişirdik, dolma da yapıp pişirdik” nidaları yükseldi. Seslerinden anladığım kadarıyla  –benim maddi olarak zar zor yetebileceğim arabalarla yaşıt hepsi yani en fazla 2008-2009 doğumlular. Pırıl pırıl, cillop gibi hepside… Aldığımız hava, içtiğimiz su, yediğimiz ekmek, baktığımız gökyüzü bile aynı ama onlar belli ki başka bir boyuttalar bizden. Çünkü bende içindeyken hep geçmesini beklediğim ama geçip gittikten sonra ulan ne etsem de tekrar dönsem dediğim çocukluk trenine binmiş yetişkinlik durağına gelince apar topar hatta ite kaka indirilmişlerdenim. Hala bile ne olduğunu anlayabilmiş değilim, bakma sen! Geri dönmek namümkün , tek hatlıymış nalet tren sadece gidiş seferi varmış. Aslına bakarsan bir yol varmış dönüş için fakat onun içinde kendinden vazgeçmen gerekirmiş. Ama ne vazgeçiş! Yetişkinlerin yaşadığı, her şeyin sıkıcı kurallarla birbirine bağlandığı, sebebin sonucu doğurduğu, sonuçlarında insanların muhtelif yerlerine koymak için fırsat kolladığı “zalımus” bir paralel evrende acınmak, aşağılanmak, ötekileştirilmek ve daha nice abuk subukluklara maruz kalmayı göze almak demekmiş bu vazgeçiş. Birde tüm bunlar yetmezmiş gibi kendinden bile isteye vazgeçenleri  “deli”, “ akıl hastası”, “anormal” gibi gülünç kalıplarla yaftalayıp; “Bilsen seni nasıl güzel normalleştireceğiz bebişim, aynı bize benzeyeceksin. Misal herkesin bok varmış gibi istediği o evi ve arabayı sende isteyeceksin, bunun için evvela kendinden bir şeyler vermelisin tabi. Karga bokunu yemeden işe gitmelisin mesela çarkın bir parçası olmalısın, kendini tüketmelisin, yıllarını vermeli ve bir parça eskimelisin.(Yaşlanmalısın demiyorum bak! Edebiyat yapma lan bana! Yok eskimelisinde yok yaşlanmalısında! Ne diyon lan sen cicoz? Diyebilirsin bana. Ancak harbiden bu ikisi o kadar farklı ki birbirinden. Eskimek çok acıklı böyle bokum gibi bir şey falan edilgenli… Halbusem yaşlanmak öyle mi? Yaşlanmakta bir bilinç var bir kere, karma bişe bu hem edilgenlik hem etkenlik var mayasında bir kerem. Eskiyince unutuluyorsun bir kere ama yaşlanınca öyle mi? Kabulleniyorsun, kabulleniliyorsun falan filan İnter Milan.Yine dağıldım,kafamda şu an ihtiyar heyeti toplantısı var.Herkes hep bir ağızdan konuşuyor mamafih kimse birbirini dinlemiyor.Neyse, ne?) Sonracıma kesinkes evlenip çiftleşmelisin ve dünyanın öğütmesi için ona yeni kurbanlar vermelisin bir kere cicim. Eğer tüm bu söylediklerimizi yapmazsan; seni, bizim “tımarhane”, “akıl hastanesi” dediğimiz yere kapatırız billahi! Fabrika ayarlarına döndürürüz hatta direnirsen öttürürüz bile!"

     İşte ben bunlardan korkuyorum da kendimden vazgeçip dönemiyorum bir türlü çocukluğa.Hem ben egoları üst seviyede olan bir yaşam biçimiyim. Elalem ne der ayyy bi kere!!!